YARATICI DRAMA ETKİNLİKLERİNİN ÇOCUĞUN GELİŞİM
ALANLARINA ETKİLERİ
Drama, eğitim ve öğretimde yepyeni bir oluşumdur.
Ezbere ve bilgi yığmacasına dayalı bir eğitim dizgesinde birey, çeşitli
uygulamaların yaptırımlarından kurtulamamakta, bilgiyi arayarak, paylaşarak
bulamamaktadır. İşte bu nedenle drama bir eğitim dizgesi için önemli bir
gereksinmedir.
Yaratıcı drama, küçük çocukların oyunlarında görülen
katılımcının sanatsal duyarlılığını, kendisi, başkaları ve dünya hakkındaki
bilincini artıran ve her çocuğun hayal gücünü geliştiren bir öğrenme aracıdır.
Yaratıcı drama, bir grup etkinliğidir. Öğrenme sürecine çocuğun etkin şekilde
katılabilmesi için, duyularını, düş gücünü, imgeleme yetisini devreye sokar.
Okul öncesi dönemde çocukta ilk dramatik öğrenme taklit
etme ile başlamaktadır. Çocuklar, hayali ve gerçek yaşantılar ile davranışları
arasında fiziksel ve bilişsel bağlantılar kurabildikçe, taklit becerileri
gelişmekte ve oyuna dönüşmektedir. Oyun, çocuk eğitiminde yadsınamaz bir öneme
sahiptir. Yetişkinlerin düşündükleri gibi boş vakit geçirme değil, çocuklar
için en doğal öğrenme ortamıdır. Çocukların yanlış yapma, eleştirilme korkusu
olmadan kendilerini en iyi şekilde ifade edebilmelerini sağlar.
Drama etkinlikleri uygulanırken takip edilen 4 süreç
vardır. Bunlar; ısınma, kaynaştırma, uygulama ve değerlendirmedir. Yaratıcı
drama çalışmaları sırasında kullanılan pek çok teknik vardır. Bunlar, pandomim,
rol oynama, doğaçlama, hikâye oluşturma ve dramatizasyondur.
Yaratıcı drama etkinlikleri, çocuğun bilişsel
becerilerinin gelişimini doğrudan desteklemektedir. Drama etkinlikleri
sırasında çocuklar düşündüklerini yaşantıya dönüştürmektedir.
Çocuklar farklı yaşantılar sırasında değişik çözüm
yolları üretme imkânı bulurlar. Drama, çocuğa kendi hareketleri yoluyla zengin
yaşantılar sunduğu için zihinsel gelişime katkı sağlar. Çocuk kendisini drama
yoluyla başkasının yerine koyarak gerçek hayatta yapamadıklarını ya da özlediği
ve yeniden yaşamak istediği olayları hayal gücünü kullanarak tekrardan yaşar.
Hayal gücü, zihinsel canlandırma olayıdır. Çocuk,
gerçekte görülmeyen bir varlığı, nesneyi hayal etme yoluyla zihinsel işlemler
yaparak onu hissetmeye, ona dokunmaya, tadını almaya, koklamaya çalışır. Bu
durum zihinsel egzersiz yapma olayıdır.
Çocuklar
drama etkinlikleri sırasında kendilerine sunulan günlük yaşamları ile ilgili
problemleri farklı şekillerde yeniden yaşarlar. Böylece problem çözme
becerileri desteklendiği gibi olaylara farklı bakış açılan geliştirmesi
sağlanmaktadır.

Yaratıcı drama etkinlikleri ile çocuklar, düşünme,
konuşma, dinleme ve anlama becerilerini kazanmaktadırlar. Çocuklar, dil
becerilerini yaratıcı drama çalışmaları sırasında grupla kurduğu etkileşim
sonucunda doğal yollarla geliştirmektedir. Drama etkinlikleri sırasında çocuk,
sözel iletişimi başlatarak, çeşitli durumlarda hayali karakterlerle karşılıklı
diyaloglar kurar, doğal etkinlikler sayesinde çocuk sesinin tonunu,
yüksekliğini, alçaklığını ve hızını ayarlayabilir.
Drama, oyuna benzeyen, gerçeğe yakın ortamda çocuk,
belirli bir rolü oynarken, role ilişkin, sözlü ve sözsüz olarak gösterdiği
davranışlar, onun iletişim ve dil davranış repertuarını zenginleştirir. Yeni
kavramlar öğrenme imkanına sahip olurlar.
Dramanın, sadece sözel değil, sözel olmayan iletişim
becerilerini de geliştirdiği savunulmaktadır. Çocukların drama çalışmaları
içinde etkin olduğu sözel ve sözel olmayan dili çok etkin şekilde kullandığı
görülür. Çocuklar, bu etkinliklerde yer alırken, düşünme, konuşma, dinleme,
anlatma ve birbirleriyle iletişim kurma becerilerini de kazanır.
Çocuğun sosyalleşmesinde çevresindekilerle özellikle
de arkadaşları ile ilişkileri son derece önemlidir. Çocuk grup içerisinde
işbirliği, paylaşma, dayanışma, başkalarına saygı duyma vb. öğrenir.
Drama, tanım olarak, kendi içerisinde sosyalleşmeyi
barındırmaktadır. Çeşitli etkinliklerin özelliğine göre tartışan, konuşan,
olayları yaşayan, gözleyen ve yaratan çocuk, sosyal iletişimin temellerini
sağlamlaştırır. Bu nedenle sosyal iletişime etkisi olmayan drama etkinliği yok
denebilir.
Drama, bir grup çalışması olması nedeniyle bulunduğu
ortama göre duyarlı olmayı, birbirlerini kabul etmeyi, paylaşmayı öğretir.
Böylece bireyin hem kendine hem de başkalarına güven duygusu gelişir. Çocuklar,
drama sayesinde çeşitli sosyal farklılıklara rağmen birlikte oynama ve
başarmanın hazzını tadarlar böylece işbirliği yapma becerileri gelişir.
Çocuk, yaşamında dile getiremediği sorunların, grup
içinde başkaları tarafından da yaşandığını anlamakta ve diğerlerinin yaşadığı
farklı sorunları dinleyerek kendini ifade etme ve başkalarını daha iyi anlama,
empati kurma becerilerini arttırmaktadır.
Çocuklar, yaratıcı drama etkinlikleri sayesinde
duygularını serbestçe ortaya koyma imkânı bulurlar. Olumlu veya olumsuz
duygularını rahatça yaşadıkları için içsel gerginlikten kurtulmaktadırlar.
Drama, bireyin her alanda kendini tanımasına imkân
sağlar. Bu durum çocuğu duygusal yönden rahatlatır. Şöyle ki, drama
etkinlikleri ile çocuk iç dünyasını yansıtarak, arkadaşları ile kaynaşmakta,
gruba katıldığı andan itibaren bastırılmış duygularını dışa vurduğu için de rahatlamaktadır.
Drama katılımcıları zihinsel olarak taklit ederek,
duygularını geniş ölçüde ifade edebilirler. Drama etkinlikleri sırasında
katılımcılar, başkahraman ve diğer karakterlerin karşılaştıkları bir durum
tasarlayabilirler ve onların nasıl hissettiklerini hayal edebilirler. Çocukta
empati duygusunun gelişmesinin en rahat ve uygun ortamı, drama çalışmalarıdır.
Özellikle rol oynama etkinlikleri, çocukların olaylara
başkalarının gözüyle bakmalarını böylece onları daha iyi anlamalarını
sağlamaktadır. Drama, grup etkileşimini arttırdığından, çocuğun duygularını
başkaları ile paylaşmasına, başkalarının duygularını anlamasına yardımcı
olmaktadır. Bu sebeplerden dolayı özellikle erken çocukluk döneminde, Dramanın
duygusal gelişime çok önemli katkıları vardır.
Okul öncesi dönemde çocuklar günlük yaşamları ile
ilgili kendilerini etkileyen tüm olayları, her zaman sözel olarak dile
getirmeyebilirler. Bazı durumlarda yaşadıkları korkuları, kaygıları, üzüntüleri
ya da mutlulukları ifade eden duygularını oyunlarında vücut hareketleriyle
kolaylıkla anlatabilmektedirler.
Yaratıcı dramanın çocukların duygu ve düşüncelerini
hareketleri ile dışa vurmalarını sağladığından rahatlatıcı etkisi
bulunmaktadır. Drama etkinliklerinde özellikle yaratıcı hareket ve danslar,
duyguların bedensel yolla ifade edilmesine olanak sağladığından bu konuda
ayrıca önem taşımaktadır. Bu etkinlikler sırasında çocuklar zihinlerinde
canlandırdıklarını, diledikleri gibi hareket veya dansla anlatırlar.
Drama saatinin uygulandığı sırada öğrenci gözlediği ve
yaşadığı olayları değişik rollerle canlandırırken; tedirginliklerini,
endişelerini, korkularını, sevinç ve özlemlerini çeşitli vücut hareketleri ile
anlatmaya çalışır. Bu öğrenciye veya bireye vücudunu koordineli bir şekilde
istediği amaca uygun olarak kullanma imkânı verir. Daha önceden öğrendiği
kıvrılma ve dönme gibi temel hareket becerileri daha sonra yapılan drama
çalışmaları ile geliştirilir. Böylece bireyin becerilerinin gelişiminde kendi
vücudunun özelliklerini tanıyıp kullanmasına yardımcı olur.
Drama
yoluyla eğitimde kullanılan nitelikli programlar sayesinde çocuklar, özbakım
becerilerini direkt olarak geliştirebilme şansına sahiptirler. Genel olarak
dramanın özbakım gelişim alanına katkılarını şu kriterlerde toplayabiliriz:
·
Kendini ve
vücudunun parçalarını en doğal yolla tanımasını sağlamak,
·
Vücut
parçalarının işlevlerini en doğal yolla öğrenmesini sağlamak (Bunun
gerçekleşmesi için en doğal yol pandomim ve rol yapmadır),
·
Vücut
parçalarının başka fonksiyonlar içinde kullanılabilmesine olanak sağlamak,
·
Günlük
hayatı içinde kullanacağı çeşitli davranışları en doğru olarak kazanmasını
sağlamak
Çocuğun kişiliğinin temellerinin atıldığı bu dönemde
drama çalışmalarına sık sık yer verilmesi çocuğun tüm gelişim aşamaları
açısından önemli ve gereklidir. Yaratıcı drama çocukların zihinsel duygusal,
sosyal, psikomotor, dil özbakım becerilerini geliştirip desteklediğinden
etkinlikler içerisinde yer almalıdır. Okul öncesi dönem çocukları için yaparak
yaşayarak öğrenme modeli uygulandığında öğrenilenlerin kalıcılığı artmaktadır.
Çocuklar etkinliğe direkt olarak katıldıklarında öğrenmeye istekleri
artmaktadır. Yaratıcı drama çalışmaları da öğrencinin aktif olarak etkinliklere
katıldıkları en önemli eğitim aracıdır. Bu çalışmalar sırasında öğrencinin
motivasyonu artmaktadır. Eğitim ortamlarındaki drama etkinlikleriyle bireyler,
ileri yaşamlarında karşılaşacakları birçok sorunla yüz yüze gelerek, bu
sorunlara çözüm yolları üretebilirler. Bütün bu nedenlere bağlı olarak okul
öncesinde yaratıcı drama çalışmalarına önemli ölçüde yer verilmelidir.
MEB ÖZEL
REPLİK SANAT EĞİTİMLERİ KURUMU
0242 243 23 58 - 0542 416 31 60
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder